25 Ekim 2016 Salı

İcatcı

Okullar açıldı,bir koşuşturmacadır gidiyor.
Daha önceki yazılarımda çocukların öğretmenleriyle alakalı sıkıntılarımızı yazmıştım.
Biraz geçde olsa,halloldu çok şükür.
Kızımın geçen sene ki öğretmeni,oğlumun öğretmeni olmuştu.
Duyunca yok artık demiştim.
Niye demiştim okuyanlar biliyor.
Okumayanlar için tık tık demiycem,daha doğrusu diyemiycem.
Çünkü tık tık yapmayı bilmiyorum. :)
Neyse öğrenirim zaar nasıl olsa daha gencimde diyemiyorum.
Adı üstünde ihtiyar hafızın günlüğü adlı bloğun ihtiyar sahıbesiyim ben.
Oğlumun öğretmeni değişti.
Yeni atanan öğretmenlerden genç bir hanım kardeşimiz geldi.
Kızımında sınıfını değiştirdik.
Şimdilik biz öğretmenlerimizden,öğretmenlerimiz bizden memnun.
Şimdilik diyorum çünkü fatımanın öğretmeni hamileymiş şubat tatilinde doğum iznine ayrılacakmış.
Duyunca Cüneyt Arkınvari uzun bir naayııır nolamaz çektik.
Kızım 3.sınıfa gidiyor üç senede dört öğretmen.
Kızlarımın aksine bizim üç numara bayağı zorluyor bizi.

Bi kere ders yapmak istemiyor.
Tezahürat larla dersin başına otutturuyoruz.
Aslan oğlum kaplan oğlum sen yaparsın sen şöylesin sen böylesin.
Derse oturuyoruz ama konuşmalar, ona buna laf atmalar ,kalkmalar gelmeler gitmeler, ağlamalar keşke hep boyama yapsam hiç yazmasam demeler...

Af Allahım sen yardım et.
Dürüst olmak gerekirse bunun böyle olacağını biliyorduk ama bu kadar  bunaltacağını düşünmemiştik.
Zaten Ahmetin ödev işi babamızda.
Ama bazen bana kalıyor.
Misal şimdi kursu var geldi yemek yedi tekrar okula gitti.
Ahmete ültimatom verildi.
Oğlum benim çıkmam lazım, ben gelene kadar ödevlerini bitir anneni bunaltma.
Babamızı yolcu ettik, derse oturduk.
Daha doğrusu oturmaya çalıştık.
Ben böyle herkes sofraya oturup servis yaptıktan sonra sofraya oturuyorum ya, yine birgün böyle geç oturunca,babasına baba annemden şöyle birkaçtane alsan biri temizlik yapsa,biri yemek yapsa annem çok yoruluyor, bizimle beraber sofraya otursa demiştide ne kadar gülmüştük.
Sanki manavdan meyve siparisi veriyor.
Babamız hemen olur oğlum bana uyar demez mi.?
Ya huyundan ya suyundan dedikleri şey bu olsa gerek.
Zira bulunduğumuz ilçede ki  erkeklerin  % 75 i iki üç evli.
Neyse biraz sıkar dedik konuyu kapattık.
Başlıktan anlayacağınız üzere,oğlum büyüyünce icatcı olacakmış,kendinden iki üç tane daha yapcakmış.:)
Böylece ders yapmak ,çöp atmak ,ekmek almak zorunda kalmayacakmış.
Ne çözüm ama?
Allah iyiliğini versin çocuk senin emi.
Aaaaaamiiiiiiin.



18 Ekim 2016 Salı

   
     "Zarar,hep fakir fukaraya,garib gurabaya.Karı ise ancak kelime sonlarında görebiliyorlar; Cefakar
                                                 Fedakar.....

14 Ekim 2016 Cuma

"Bu yazı sevgili begonvil sokağının 24 saat size yetiyormu? adlı yazısından ilham alınarak yazılmıştır"


Saat 7 de kalkıyorum.
Akşamdan biraz hazırlık yapıyorum.
Kızlara yarın giyecek kıyafetlerini hazırlamalarını tembih ederek,Ahmetin kyafetlerini ayarlıyorum.
Doğduğundan beri uykuyla arası olmayan Ayşem genelde benden önce kalkıp hazırlanır.
Fatımamı uyandırır,Okul vaktinin geldiğini söylerim.
Sağolsunlar fazla uğraştırmazlar beni.
Bir yandan Ahmeti hazırlarken,bir yandan beslenme çantalarını hazırlarım.
7 40 itibariyle hep beraber evden çıkıyoruz.
 Ben hariç herkes okula.
Babamız sağolsun önce beni, daha sonra çocukları bırakıp okuluna gidiyor.
İhtiyar hafız nereye gidiyor? acaba diye merak edenler olmuştur.
Annesi gelene kadar (13 00) minik Zeynebe gözkulak olmaya gidiyorum.
Evet evet bebek bakıcısı oldum sonunda:)
Sonunda diyorum çünkü geçen sene bu ilçeye geldiğimizden beri bebek bakmak istedim,istemekle kalmayıp okullara gittim,bebek bakıcısı arayan olursa bu işi yapabileceğimi söyledim,ilçenin en meşhur kırtasiyesinin camına ilan astım ama nafile.
Birtürlü kısmet olmadı.
Birgün temizlik yaparken oğlum "anne bebek bakıcısı olamadın senden olsa olsa temizlikçi olur "demiştide nekadar gülmüştüm.
Gelelim Zeyneb bebeğe,minik zeyneb henüz üç aylık.
Anne ve babası öğretmen.
Ben giriyorum anne çıkıyor.
Zeyneb genelde uyanık oluyor.
Biraz zeyneble konuştuktan  sonra,karnı tok olan zeynebin altını alıyorum ve uyuyor.
Maaşallah bakıcısının minik kuzusuna sakin bir bebek.
Çok iyi anlaşıyoruz.
Zeyneb uyurken biraz haberlere bakıp,gündemi takip etmeye çalışıyorum.
Günlük okumam gereken cüzümü sesli bir şekilde okuyorum zeynebde nasiblensin diye.
Sosyal medyada yokum.
Evimde evlendiğimden beri tv yok.
İlk beş sene internette yoktu.
Yani sevgili begonvil sokağının yazdığı gibi uzak durmamız gereken üç t den (tablet televizyon telefon) üçlüsünden sadece telefon var.
Sosyal medyada olmadığım için,telefonda fazla meşgul etmiyor.
Takibettiğim birkaç haber sitesi ve blog.
Saat 13 de minik zeynebin annesi giriyor ben çıkıyorum.
Eve geldiğimde çocuklar henüz okuldan gelmiş oluyorlar.
Üstümüzü çıkarıp evi bıraktığımız yerden toplamaya başlıyorum.
Çocukları yedir,namaz kıl yemek yap sırayla ayşem daha sonrada babamız geliyor.
Yemek ye sofrayı topla,bulaşıkları yıka akşam oluyor.
Akşam namazını kılıp biraz istirahat ettikten sonra,20 21 arası okuma saati yapıyoruz.
Ben önümüzdeki aylarda gireceğim sınava hazırlanırken,ahmet ödevini yapıyor.
Kızlarda babalarıyla kitap okuyorlar.
Okuma/ders çalışma saati bitiminde çay içmek için biz mutfağa geçerken çocuklarda birşeyler bakıyorlar.
Çoğu zaman bakarkende uyuyakalıyorlar.
Yataklarını aç onları yatır ,mutfağı topla namaz kıl varsa ütü yap saat 23 oluyor ve galiba 24 saat bana yetiyor.
Zamanın rabbine şükürler olsun.
Bu arada zaman bana yetmiyor,ne yapsamda zamanı yetirsem diyenleriniz varsa,sevgili begonvil sokağının 24 saat bize yetiyormu? adlı yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Çok güzel öneriler var.
Selam ve dua ile
Allaha emanet olun.

13 Ekim 2016 Perşembe

"Bazı insanlar,kişiliklerinin eksik yanlarıyla yüzleşmek yerine,eksikliklerini başkalarının masumiyetlerine dil uzatarak  kapatmayı ve sağır vicdanlarına karşı,dürüst olmaktansa,ağır kusurlarını yükleyecek bir günah keçisi bulmayı tercih ederler"
     
      Selam ve muhabbetle....

10 Ekim 2016 Pazartesi

"İnsanlar,daha çok kendilerinin ihtiyacı olan şeyleri başkalarına vermeye bayılırlar.

  Mesela nasihat etmek gibi.......

4 Ekim 2016 Salı

Merhaba sevgili dostlar
Karakaplı bir defterim var benim,hoşuma giden sözleri kaydettiğim.
Ara ara onlardan yazıp,sizinle paylaşmayı düşünüyorum.
İşte onlardan ilki.


  "Geçmişle yaşamak,en ağır ruh hastalığıdır.Eğer yenemezsen,asla yeni bir gelecek yazamazsın."
 
   Selam ve dua ile

30 Eylül 2016 Cuma

Hayrla huzurla gel.....1438

Pazar günü 2 Ekim aynı zamanda 1Muharrem
Yani hicri yılbaşı.
Hicri yılbaşı, bu mübarek günün müslümanlar açısından bir çok özel ve mukaddes anlamı vardır.
Hz. Ömer zamanında takvim başlangıcı olarak kabul edilen bugün Allah'ın ayı Muharrem ayınında başlangıcıdır.
Peygamberimizin Mekke'i mükerremeden Medine' imünevvereye hicretinin başlangıç kabul edildiği tarihe,seneye"Hicri yıl" denir.
Burada ayın hareketi esas alındığı için "Hicri Kameri sene" yada"sene i Kameriyyede denir.
Hicri takvim Miladi takvim gibi 12  ay esasına dayanır.
Hicri takvimin başlangıcı Muharrem ayı,sonu ise Zilhıccedir.
Hicri takvimde geçen ay isimleri şöyledir;Muharrem
Safer
Rebiul evvel
Rebiulahır
Cemazilevvel
Cemazilahir
Receb
Şaban
Ramazan
Şevval
Zilkade
Zilhıcce

Hayr ve huzurla gelip,hayr ve huzurla bizi terketmesi duasıyla.
Hicri yılbaşınızı tebrik ederim.